Borçlunun, borcu ödemeden önce borçlu olmadığının tespiti için açılan davadır. Takip borçlusu, bu dava ile borçlu olmadığını ispat ederek hakkındaki icra takibini iptal ettirir ve borcu ödemekten kurtulur. İcra takibi sırasında borçlu olunmadığının ispatı için açılabileceği gibi, icra takibinden önce de açılabilir.

İcra Takibinden Önce Açılan Menfi Tespit Davası

Borçlunun icra takibinden önce menfi tespit davası açabilmesi için, aleyhine icra takibi yapılacağı yönünde ciddi bir tehdidin varlığı gerekir. Bu ciddi tehdit karşımıza alacaklının elinde, borçlu aleyhine bir belge olarak çıkabilir.

Menfi tespit davasının konusunu hukuki ilişki oluşturur. Borçlu, alacaklının varlığını ileri sürdüğü hukuki ilişkinin yokluğunu ispatlamalı ve davayı açmakta hukuki menfaati bulunmalıdır. Davacının hukuki durumunun mevcut ve ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kalması, bu durumun davacı için zarar doğurucu nitelikte olması ve menfi tespit davası sonucu verilen hükmün bu tehlikeyi kaldırabilecek nitelikte olması halinde davacının davayı açmakta hukuki menfaatinin olduğu kabul edilir.

Borçlu, alacaklıda bulunan senedin hükümsüzlüğü, vadesinin gelmemiş olduğunu, karşılıksız kaldığını, bedeli nakden alınmıştır kaydını taşımasına rağmen böyle bir bedel alınmadan bononun verildiğini, bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını vs. ileri sürebilir. Hata, hile, korkutma sonucu verilmiş senetler için de menfi tespit davası açılabilir. Ödeme emrine itiraz süresi (tebliğden itibaren 7 gün) içinde zamanaşımı savunmasında bulunmamış bir borçlu daha sonra buna dayanarak menfi tespit davası açamaz.

Borçlu menfi tespit davası açtıktan sonra alacaklı icra takibine girişebilir. Tek başına menfi tespit davasının açılması icrayı durdurmaz. Ancak mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Yüzde on beş oranı asgari tutar olup mahkeme daha fazla oranda teminat yatırılmasına da karar verebilir. Bu ihtiyati tedbir kararı teminat gösterildi diye mutlaka verilecek değildir. Kanunda 'verebilir' denilerek hâkime takdir yetkisi tanınmıştır. Uygulamada genellikle borçlunun kötü niyetli olarak sırf takibi geciktirmek için açtığı menfi tespit davalarında tedbir kararının verilmemesi gündeme gelebilmektedir.

İcra Takibinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Ancak takipten önce açılan davadan farklı olarak mahkeme takibin durdurulmasına da karar veremez. Çünkü bu durumda karine davacının icra takibini sürüncemede bırakmak için menfi tespit davasını açmasıdır.

İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası her ne kadar icra takibini durduramasa da, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Görüldüğü üzere para icra veznesine girene kadar mahkemenin takibe bir etkisi yoktur. Teminatın alınmasının nedeni alacaklının alacağı geç tahsil etmesinden doğan masraf ve zararları karşılamaktır.

Av. Eda Berat Deniz & Stj. Av. Dilara Aydın